İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde yaşanan bombalı saldırıda şehit düşen 26 yaşındaki çevik kuvvet polisi Hasan Bilgin’in, daha önce iki kez terör saldırısından dakikalarla kurtulduğu ortaya çıktı.
Beşiktaş’ta Vodafone Arena yakınlarında yaşanan patlamada şehit düşen 26 yaşındaki çevik kuvvet polisi Hasan Bilgin, dün son yolculuğuna uğurlandı. Özel sektörde bir süre çalıştıktan sonra polis olan Zonguldaklı Hasan Bilgin’in daha önce iki kez terör saldırısından dakikalarla kurtulduğu ortaya çıktı.
Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne yapılan saldırıda işyerine 15 dakika önce girdiği için sağ kurtulduğu ortaya çıkan Hasan Bilgin’in, yine başka bir çevik kuvvet aracına yapılan saldırıdan dakikalar farkıyla kurtulduğu belirtildi.
“ANNESİNİ DEVRE ARASINDA ARAMIŞ”
Beşiktaş-Bursaspor maçında görevli olan Hasan Bilgin’in kendisini devre arasında arayarak görüştüğünü anlatan acılı anne Aynur Bilgin, “Oğlumla olaydan bir iki saat önce görüşmüştüm. Bana maçta olduğunu söyledi. Saat 21.00 sıralarında eve gideceğini söyledi. Ben onu patlamanın olduğu sırada eve gitmiştir diye düşünüyordum. Eşim arayıp da patlamanın olduğu haberini verip oğlumu sorduğunda ben maçta olduğunu söyledim. O anda bizim evde kıyamet koptu. Patlamanın orada olduğunu öğrendik. Polis olmayı hiç istemiyordu. Üniversiteyi bitirdi. Daha sonra özel yerlerde çalıştı. Bazı iş başvurularında bulundu. Sınavlara girdi. İstediği sonuçların hiçbirini alamadı. Özel şirketlerde de geçimini sağlayamadı. Geldi polis olacağını söyledi. ‘Hem askere de almıyorlar polis olunca. Askere de gitmemiş olurum’ dedi. Öyle başvuru yaptı. Kendi isteğiyle kendi arzusuyla polis oldu. Demek ki ecel çekiyormuş. Daha önce Bayrampaşa’da yapılan saldırıda içeriye girmiş. Ondan sonra saldırı gerçekleşmiş. Öyle bir kurtulması vardı. Beş on dakika arayla saldırıdan kurtulmuştu” diye konuştu.
“HAFTA TATİLİNDE SANIYORDUM”
Oğlunun şehit düşmesiyle birlikte sözün bittiğini söyleyen acılı baba Yaşar Bilgin ise “Sözün bittiği yer. Çok acı. İnsanın sevmeye kıyamadığı evladını o durumda bulması yaşadığı en büyük acı. Ne diyebilirim ki. Ben her gün oğlumu arıyordum. İşte olup olmadığını soruyordum. Bazen beş saat bazen, on beş saat çalışıyordu. O gün aradım, bana cevap veremedi. Hafta tatili olduğunu biliyordum. Bana dönmedi, cevap da vermedi. Arıyordum daha sonradan dönüyordu. Akşam patlamanın haberini alınca hafta tatili olduğunu düşünüp aradım. Telefonuna ulaşılamıyordu. Annesini aradım. O da maça çağrıldığını söyledi. Devre arasında annesini aramış. Annesiyle biraz konuşmak istemiş. Konuşmuşlar. Maç bitince eve döneceğini söylemiş. Patlama olduğunu öğrenince benim içim yandı. Hemen İstanbul’a yola çıktım. Orada da kabul edemedim. İlk anda o şüphemi doğurdu. Yeğenleri olsun, arkadaşları olsun herkesi aradım. Kabul edemedim. Gözümle gördüm Adli Tıp’ta gördüğüm halde kabullenemedim. Anlatılacak gibi değil. Başka bir çevik kuvvet aracına bombalı saldırı yapılmıştı. Oğlum da içinde bulunduğu araçla olaydan kısa süre önce oradan geçtiğini söylemiş. Bize Antalya’ya kursa gideceğini söylemişti. Meğerse Şırnak’a gitmiş. 2 ay orada görev yapmış. Biz üzülmeyelim diye söylemiyormuş. Tereddütlerimiz vardı” şeklinde konuştu.
Şehidin kardeşi Burak ise anne ve babasına sarılarak teselli buluyor.
Haber: İHA
Haber Okunma Sayısı :
3431