Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Bursa’nın Gürsu ilçesi yakınlarında belirledikleri fay hatlarının resmi fay hatlarına işlenmesi gerektiğini söyledi.
BEÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Bursa’nın Gürsu ilçesinde sabah saatlerinde meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin kendilerince belirlendiği fay hattı üzerinde meydana geldiğini ifade etti.
Kutoğlu, 2012 yılında meslektaşları ile birlikte yaptıkları çalışmada belirledikleri fayların bir an önce resmi fay hatlarına işlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Bundan sonraki süreçte de yapılacak olan stratejik tesislerin güncel fay haritaları dikkate alınarak uygun bölgelere yapılması gerektiğini belirten Kutoğlu, bu durumun can ve mal güvenliği açısından son derece önemli olduğunu belirtti.
“BÜTÜN GÜNDEM İSTANBUL DEPREMİYDİ”
Türkiye’nin her yerinin deprem bölgesi olduğunu belirten Hakan Kutoğlu, “Bu sabah Bursa’nın Gürsu ilçesinde 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Biz BEÜ olarak Japonya’dan bir enstitü ve Amerika’dan arkadaşlarımızla 2010 yılında Bursa'da fay hatlarını araştırmak için bir çalışma başlatmıştık. Bunun sebebi de şuydu; 1999 depremi olduktan sonra herkes Marmara Denizine odaklanmıştı. Çünkü Kuzey Anadolu fayı Marmara bölgesine geldiğinde çatallanıyor. Bir kısmı güneye, Bursa bölgesine doğru dönüyor. Bir kısmı da denizin içerisine giriyor. İstanbul çok özel bir kent olduğu için herkes denizin içerisinde kalan kısımla ilgili çalışmaya başladı. Bütün gündem İstanbul depremiydi, İstanbul depremi olarak adı çıktı. Marmara'nın güneyiyle ilgili pek bir çalışma söz konusu değildi. O günün koşullarında Türkiye'nin resmi fay haritasını hazırlayan MTA'nın aktif fay haritasına baktığınız zaman Bursa bölgesinde fay haritası bulunmamaktaydı. Boş görünmekteydi. Biz de Japonya ve Amerika’dan arkadaşlarımızla birlikte çalışma başlatalım dedik. O zaman için çok yeni bir teknoloji olan 'uzaydan radar' tekniğiyle bir çalışma başlattık. Bursa'nın 2007 ve 2010 yıllarına ait radar görüntülerini temin ettik. Bunları laboratuvarımızda işledikten sonra Bursa havzasında çok enteresan bir düşey yönde hareketler keşfettik. Literatürde araştırma yapıp kaynağını araştırdık. Elde ettiğimiz hareketin çek-ayır havza adını verdiğimiz ve karşılıklı iki tane doğrultu atımlı fayın bulunduğu bölgelerde rastlanan bir harekete karşılık geldiğini gördük. Bunun sonucunda da, Bursa için bir fay haritası hazırladık. Bursa için o güne kadar henüz ortaya koyulmamış, haritalarda yer almayan bir çek-ayır havzasına uygun düşen bir fay haritası yayınladık. Biz bu çalışmaları çeşitli ülkelerde Avrupa’da, Amerika’da çok saygın kongrelerde bu çalışmamızı da sunduk. Daha sonra çok doğal afetlerle ilgili çok önemli bir dergide bunu arkadaşlarla birlikte makale haline dönüştürdük. Biz bu çalışmaları 2012 yılında tamamladık. Bunu Bursa’da da çeşitli programlarda da dile getirdik” dedi.
“FAYLAR BİR AN ÖNCE RESMİ FAY HATLARINA İŞLENMELİ”
MTA tarafından hazırlanan haritanın, kendilerince hazırlanan fay haritasıyla uyuştuğunu ancak tamamını kapsamadığının altını çizen Kutoğlu, şöyle devam etti:
“Bu harita hala bizim ortaya koyduğumuz fay haritası ile uyuşmakla birlikte bizim belirttiğimiz fayların tamamını kapsamamaktadır. Bu sabah meydana gelen deprem, bizim işaret ettiğimiz faylanmanın üzerinde meydana gelmiş görünüyor. MTA’nın haritasında devam etmeyen ama bizim haritamızda gözüken faylanmanın olduğu yerde gözükmektedir. Ülkemizin her yeri deprem bölgesi. Dolayısıyla Türkiye'de depremden kaçış diye bir şey söz konusu değil. Ancak bizim alacağımız binanın zemin durumunu, binamızın fay hattı üzerinde olup olmadığını ve binanın deprem şartlarına uygun olup olmadığını bilmemiz gerekiyor. Bu şartları sağlamıyorsa, deprem yönetmeliğine uygun yapılarda yaşamaya gayret etmemiz lazım. Ayrıca bizim Bursa için söylememiz gereken şudur. Bizim 2012'de işaret ettiğimiz o fayların bir an önce resmi fay hatlarına işlenmesi ve bundan sonra yapılacak stratejik tesislerin mutlaka güncel fay haritalarına göre dikkate alınarak uygun bölgelerde yapılması bu tip tesislerin fay üzerine konumlandırılmaması, ülkemiz ekonomisi açısından, can ve mal güvenliği açısından son derece önemli.”
“ÖLÜ FAYIN OLDUĞU YERDE HAREKET OLMAZ”
2010-2012 yılları arasındaki çalışmayı kamu yararına yaptıklarını hatırlatan Kutoğlu, tesislerin yapılması gündeme gelen yerlerde bazı kişilerin ölü faylar olduğuna dair rapor hazırladıklarını öne sürdü. Kutoğlu, ölü fayın olduğu yerde hareketin de olamayacağını belirterek şöyle devam etti:
“2010-2012 yılları arasında biz bu çalışmaları yaptığımızda maalesef kamu kaynaklarını kullanmadan, tamamen kamu yararına bu çalışmaları gerçekleştirdik. Bu çalışmadan da hiçbir gelirimiz söz konusu olmadı. Yurt dışından da bu görüntüleri almak için destek aldık. Hiçbir kamu kaynağını kullanmadık. Çalışmaların basında yer aldıktan sonra maalesef Bursa'da ismi çok saygın, akademik titri olan insanlar çeşitli kurumlara projeler yapmaya başladılar. Birtakım tesislerin yapılması gündeme gelen yerlerdeki bu fayların, bizim belirttiğimiz fayların ‘ölü faylar' olduğuna dair raporlar hazırladıklarını duyduk. Ölü fayın olduğu yerde hareket olmaz. Bu gün 4.6 büyüklüğünde bir depremle karşılaşıyoruz. Ölü fay deprem üretmez. Bunu herkes bilir. Dolayısıyla akademik titri olan insanların kamuoyunu bilgilendirirken çok daha dikkatli olması lazım. Raporların maalesef ekonomik gelir amacıyla hazırlanmaması ve toplumun doğru bilgilendirilmesi gerekiyor."
“BELİRLİ PERİYOTTA DEPREM OLMASI OLASI DİYEMİYORUZ”
Bursa'da 1855 yılında 6.5 büyüklüğünde iki deprem meydana geldiğini hatırlatan Kutoğlu, "Bursa'da geçmişte 1855'te 6.5 büyüklüğünde iki adet deprem meydana geldi. Dolayısıyla bundan sonra da böyle bir depremin meydana gelme olasılığı var. Ancak bu bölge güney kolunda çok sık deprem meydana gelmediği için henüz 'bu bölgede deprem periyodu nedir, kaç yüzyılda bir bu bölgede deprem meydana gelir' bunu söyleyemiyoruz. Ülkemizin bazı bölgelerinde çok sık deprem meydana geldiği için bazı depremler için biliyorsunuz ki 100-150 yılda deprem üretmektedir. Bursa bölgesinde güney kollarında bu kadar sık deprem meydana gelmediği için tarih kayıtlarından bakıp şu kadar periyotta bir deprem olması olası diyemiyoruz" şeklinde konuştu.
Haber: EKSPRES
Haber Okunma Sayısı :
2822