İşyeri Hekimi Dr. Erol Ünal, yaklaşan Ramazan ayı nedeniyle oruç tutacak şeker hastalarına tavsiyeler vererek; “Şeker ismi güzeldir ancak hastalığı can yakıcı olabilir. Ülkemizde 7 milyon şeker hastası,14 milyonda kişinin henüz bilmediği gizli şekeri olan var. Hepsi oruç tutmasın denemeyeceği açık olduğu gibi oruç tutunca ölüme varabilecek kadar ağırlaşabilecek olanlarda mutlaka tutacağım dememelidir” dedi.
Diyabet hastaları doktor takibinde oruç tutması gerektiğini belirten Ünal; “Ramazan, yaz dönemine denk geliyor. Oruçlu kalınacak süre çok uzun. 15-16 saate varan açlıktan bahsediyoruz. Sıcak havalarda ve uzun süre sıvı alım azalmasında sıvı ve elektrolit kaybı artmakta, kişi sanki ishal olmuş gibi halsizleşmekte ve tansiyonu düşmekte ya da aşırı yükselmekte, kalp ritmi bozulabilmektedir. En sık görülen tip olan Tip 2 diyabet hastası, oruç tutarken, hekiminin önerdiği sayıda gün içinde şeker ölçümünü mutlaka yapmalıdır. Parmaktan şeker ölçmenin, orucu bozması söz konusu değildir. Kan şekeri değeri 60'ın altındaysa ya da 250-300'ün üzerindeyse bu durum o gün tutulan orucu bırakmayı gerektiriyor. Bir diyabet hastası, şekeri 60 olduğunda belli zaman içinde karbonhidrat içeren gıda almazsa şekeri daha da düşer, hastaneye kaldırılması söz konusu olabilir. Şekeri yüksek seyredenler, şekeri sık sık düşenler, ağızdan çoklu şeker ilacı kullananlar ve İnsülin kullananlar mümkün olduğunca oruç tutmamalıdır. Aşırı şeker düşmesi (hipoglisemi, kan şekerinin 60 mg/dl'nin altına inmesi);Hastada baş ağrısı, baş dönmesi, titreme, çarpıntı, ateş basması, halsizlik, ileri dönemde bayılma, koma ve ölümle sonuçlanabilir. Kan şekerinin aşırı yükselmesi (hiperglisemi); Ağız kuruluğu, çok ve sık idrara çıkma, çok su içme, sinirlilik, karın ağrıları, vücutta açıklanamayan ağrı, uyuşma, yanmalar, bilinç bozuklukları, ileri dönemde koma. 250- 300'ün üzerindeki şeker de bizim için alarm teşkil eder, hastaneye yatması gerekebilir Aşırı su kaybı, (sıvı-elektrolit bozuklukları), Halsizlik, kas krampları, çarpıntı, bilinç bozuklukları, baş dönmesi, baş-vücut ağrısı, güçsüzlük, ileri dönemde organ yetmezlikleri ve koma olabilir. Günde En az 2 lt sıvı alınmalıdır. Şeker hastalığına bağlı organ hasarlarının ağırlaşması (kanser, kalp ve damar hastalıkları, Yüksek Tansiyon hastaları, böbrek yetmezlikleri, diyaliz hastaları, böbrekte taş tedavisi devam edenler, beyin fonksiyonlarında kötüleşme yapabildiği için beyin felci veya beyin ameliyatı geçirenler, yeni ameliyat veya ağır hastalıktan çıkanlar, ağır enfeksiyon tedavisi altındakiler, immün sistemi baskılanmış olanlar, ülseri olanlar ) çocuklar, yaşlılar, gebeler ve lohusalar mümkünse oruç tutmamalıdır. Dini inancınızın yanı sıra sağlık gerçeğinizi de göz ardı etmeyin, sağlığınızı tehlikeye atacak zorlamalardan kaçının. Oruç tutmak isteyen şeker hastalar kesinlikle doktorlarına danışmalıdır ve doktorlarının önerileri doğrultusunda oruç ibadetini yapmalıdırlar. Metabolik yönden stabil, daha önce de oruç tutmuş ve sıkıntı yaşamamış olan hastalarımıza şu tür önerilerle oruç tutabileceği ifade edilebilir; Normalde bir şeker hastasının ideal beslenme düzeninde 3 ana, 3 ara öğün, aksi gerekmedikçe en az 2 litre bol su alımı, egzersiz, stresten uzak durma önerilir. Kan şekerinin dengede tutulması besinlerle alınan enerji miktarına, günlük hareket miktarıyla harcana enerjiye ve alınan tedaviye bağlıdır. Bu üç önemli etken arasındaki etkileşim iyi ayarlandığında sorun yaşamadan Ramazan ayını geçirebilirsiniz. İftarda şekerin aşırı yükselmesine neden olan aşırı hamur kökenli ve yağlı yiyeceklerden kaçının, sahuru mümkün olduğunca geç yapın. İftarla sahur arasında 3 defa yemek yiyin ve bir defada aşırı yemek yemeyin. Gün içerisinde yaptığınız egzersizlerin programlarını değiştirilerek iftardan sonraya kaydırın. Yemeklerin şeker yükseltici oranları konusunda bilgi sahibi olun. İftar öncesi Açlık ve iftardan 2 saat sonrası tokluk kan şekerinizi düzenli ölçün, anormal ise doktorunuza haber verin. İnsülin kullananlar her şeye rağmen oruç tutmak isterlerse; eğer günde bir kez insülin yapılıyorsa bunu iftardan sonra saat 22.00-24.00 arası yapmaları önerilir. Günde 2 defa yapanlar daha önce akşam yaptıkları dozu iftarda, sabah yaptıklarını ise sahurda yapmalı, daha sonraki günlerde şeker durumuna göre yapılacak dozların ayarlaması yapılmalıdır. Her hastanın vücudu özeldir ve farklıdır. Buna bağlı olarak da açlık, susuzluk, uykusuzluk gibi vücudu strese sokan bir durumda her hastada farklı bulgular gözlenebilir. Kimi hastada açlık, susuzluk, uykusuzluk ve buna bağlı oluşan metabolik bozukluklar kolayca tolere edilebilirken, bazı hastalarda çok ciddi, hatta zaman zaman ölümle sonuçlanabilen durumlar gözlenebilmektedir. Bir insan kendi vücudunu en iyi kendisi tanır. Uzun süren açlık, susuzluk, uykusuzluk gibi durumları daha önce herkes mutlaka yaşamıştır ve ne sonuçları olduğunu mutlaka tecrübe etmiştir. Hasta ve hekim birlikte karar vermelidir. Ramazanda nasılsa açım diyerek Aile Sağlığı Merkezlerine veya hastanelere koşturup tahlil yaptırmak isteyenlere de naçizane tavsiyelerimiz; Pek çok kan tahlili için tahlil için normal beslenme sonrası en az 8 saatlik açlık olmalıdır. Yani sabah 3-4 te tıka basa yemeği yedik. Sabah 8 de 9 da tahlile geldik, olmaz, en az 8 saatlik açlık sınırına uymadığı ve aşırı yemek yenildiği için sonuçlar doğru çıkmaz” dedi.
Haber: EKSPRES
Haber Okunma Sayısı :
2933