Sorduğumuz sorulara cevap vereceğine yine bildiğimiz numaralara baş vuruyor. Cevap yerine, soruya soru ile karşılık vererek insanların kafasını karıştırmaya devam ediyor. ÇAY-BEL zararda mı, karda mı, çok önemsemediği belli. Hangi gazete olursa olsun, kim soru sorarsa sorsun, karşısındakine soru sorarak cevap veriyor. Suya zam yapmadığını daha da indirim yaptığını söylüyor, tabi biz Şanzelize de yaşıyoruz ya, Çaycuma’daki zammı nasıl duyacağız el insaf…
Sevgili okuyucularım…
Çaycuma Belediye Başkanı ile yaşadığımız sıkıntıların ayrıntılarına çok girmek istemiyorum. Son meclis toplantısında beni dışarı çıkarttı, sonra bir gazetede yazıyor. Beni toplantıya “Provoke etmek için geldi” diyor. Böyle bir niyetim olsaydı, oraya terk etmez bir vatandaş gibi oturur herkese açık bir toplantıyı izlerdim. Ben efendiliğimi bozmadan çıktım. Benim daha önce hiç meclis toplantılarına katılmadığımı söylüyor, YALAN! Daha önceleri de gittiğimi kendisi de çok iyi biliyor. O toplantıya gitme sebebim ise, çalıştığım gazetede ÇAY-BEL ile ilgili sorduğum soruların cevabını alabilmekti. Ben salondan çıkınca arkamdan bir sürü sallama yaparak çocuklarımı mahcup etti. Ey başkan Efendi! Benimle olan sorunlarını çocuklarıma yansıtma. Onlar kimseye saygısızlık etmedi. Benim çocuklarıma da kimsenin saygısızlık etmesine izin vermem. Çocuklarımla uğraşma, bana her şey diyebilirsin. Sarhoş de mesela, içkili araba kullanıyor de, hovarda de, ne dersen de ama çocuklarıma yaklaşımın çok ayıp.
Benim oğlum 19 yaşında, Belediye Bandosu’nda enstrüman çalan. Okuldan izin belgesini imzalamadığın İmam Hatip Lisesi son sınıfta okuyan oğlum Mikail. Sayende bandoyu bıraktı. Bir buçuk yıldır bandonuzda çalan oğluma dedim ki “ Bak oğlum, Bülent Amcan ile aramızdaki mesele beni bağlar. Sakın bandodan ayrılma, sana yakışmaz”. Oğlum hasta yatağından kalkarak akşamları çalışmalara gitti. Hamza Başören şahittir. Bandoda bulunan diğer öğrencilere servis parası ve harçlık verilirken benim oğlum köy servisi ile okula gitmiştir. Kısacası Belediye imkânlarından yararlanmamıştır. 19 Mayıs fener alayı sonrası okuldan istenen izin belgesi imzalanmamıştır. Sebep, Ercan Karakuş’un oğlu olmasıdır. Oğlum aynen şunu söylüyor; “Baba bu kadar senle uğraşıyor, korkuyorum. Bu adam seni bir yerlerde dövdürtür”. Evet, oğlum doğru söylüyor. Ama ben sadece Allah’tan korkuyorum, düzgün kul olabildim mi diye… Belediye Bandosundan sorumlu Hamza Başören arkadaşım en son şunu söyledi; “Mikail’e bu durumu anlatırken çok mahcup oldum. Çünkü en değerli öğrencilerimden birisiydi”. “Okuldan izin belgesini imzalatmaya babası gelsin” diye de haber göndermiş. Ey Başkan, bu zamana kadar babası mı geliyordu?
Bak Başkan Efendi! Oğlum devamsızlıktan sınıfta da kalsa, sana boyun eğersem namerdim.
Haber Okunma Sayısı :
5269