Yazın gelişiyle sıcaklar arttı, dondurmalar vitrine çıktı. Tabi ki dondurmayı çoğumuz severiz. Fakat dondurma dışında yağcılık yapan o kadar yağcılar var ki bunlar özünü satmış on yıl önce kime ne menfaatlerle yağcılık yaptılarsa on yıl sonrada aynı çıkarları uğruna başkalarına da yağcılık, yapa biliyorlar. Çünkü işin içinde menfaatler var. Bir insan önce insan olmalı. Menfaat uğruna birilerini savunmamalı. Doğru neyse onun yanında olmalı. Kendi çıkarları uğruna geleceğini menfaat uğruna satmamalı. Ama derler ya bir insan yedisinde neyse yetmişin de de o dur. On yıl önce menfaati uğruna yanından ayrılmayan onun için canını bile verecekmişçesine koşturan bir insan on yıl sonra ona düşman bile ola biliyor. Onun düşmanıyla dost olabiliyor. İşte bütün insanlara derler ya bir çaya adam satar ona dikkat et diye işte bu doğrudur. Günümüzde bu tür insanlar var. Örneğin on yıl önce bir belediye başkanının etrafında fırıldak olup onun için haykıranlar on yıl sonra onun karşısında kazanan başkanın çevresine geçip on yıl öncesini unutup karşısındaki başkanın şakşakçılığını yaparlar. Ondan sonrada ortalığa çıkıp dürüstlükten bahsederler.

Deveye sormuşlar neren doğru diye, devede demiş ki nerem doğru olsun ki üstüme kim binerse o benim sahibimdir. Beni nereye çekerse ben oraya giderim. İşte bu tür insanlarda öyle kim yemini suyunu verirse onlarda onu sahibi bilir. O yüzden onlara da bir şey diyemiyorum ne yapsınlar ki onlarda oradan nemalanıyorlar. Oradan doyuyorlar. Üç sene sonra o koltukta kim varsa onlar onun yanında olurlar. Onlar için geçmiş bitmiş gelecek önemlidir.

Yani kısacası nemalanma önemlidir. Geçmiş geçmiştir. Koltuktan inen bitmiştir. Allah onların sonlarını hayır eylesin diyeceğim ama onu da Allah’ım bilir.

Bu dünyada fırıldak olabilirsiniz ama öbür dünyada rüzgâr esmezse vay halinize ne diyelim ki…