Saadet Partisi Çaycuma İlçe Başkanı Burak Erol, milli görüş camiası olarak, Ankara’da gerçekleşen ve milletimizi derinden sarsan menfur terörist saldırısı ile ilgili gündemi değerlendirdi.

İlçe Başkanı Burak Erol; “Milli Görüş camiası olarak, Ankara’da gerçekleşen ve milletimizi derinden sarsan menfur terörist saldırıyı bütün nefretimizle lanetliyor,  saldırı da hayatını kaybeden asker ve sivil tüm vatandaşlarımıza cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Genel Kurmay Başkanımız Sayın Hulusi Akar’ın şahsında tüm silahlı kuvvetleri mensuplarımıza başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Terörist unsurlar, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin sahip olduğu cesaret ve kararlılık karşısında hiçbir zaman karanlık hedeflerine ulaşamayacaklardır.

Bu kanlı saldırıların amacı milletimiz içinde öfke ve nefret meydana getirerek birlik ve beraberliğimizi bozmaktır.

Bu yüzden, Türkiye’yi karıştırmak isteyen karanlık mihraklara karşı verilecek en güzel cevap, millet olarak birbirimize daha fazla kenetlenmek, milli birlik ve beraberliğimize sahip çıkmak olacaktır.

Türkiye tarihi geçmişi ve engin tecrübesi ile büyük bir devlettir. Aziz milletimiz en zor dönemlerde, en zor badireleri atlatmıştır. Bu karanlık dönemi de atlatacaktır.

Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Dağdan inenler, içeriden, dışarıdan gelenler. 7-8 yaşındaki çocukları toplayıp eğitim verdiler. Hükümet neredeydi. Evler silah toplantısına dönüştürülüyordu. Peki, Hükümet nerede? Uyuyor. Barikatlar, hendekler kazılmış, nerde iktidar? Hükümet gaflet içinde. Öcalan’ın mektubu canlı yayında on binlere okunuyor ve alkışlatılıyordu. Bize diyorlar ki, hep iktidarı eleştiriyorsunuz. Yahu direksiyonda İktidar var, biz kimi eleştireceğiz?

Çanakkale’de ehli küffara karşı omuz omuza verip birlikte siper kazan ecdadın torunları bugün birbirlerine karşı hendek kazar hale geldiler  “Dün ehli küffara karşı silahlanan Müslümanlar, bugün gâvurların silahları ile birbirlerine karşı silahlanıyor. Çünkü bizler, Milli Görüş iktidarda değil.

PKK sözde mahkemeler, güvenlik birimleri kuruyordu. Ama hükümet görmedi, görmek istemedi. Başlangıçta 15 günde Suriye’ye girip Şam’da Cuma namazı kılacak olan iktidar, 75 gündür Sur’a giremiyor. İllere, ilçelere barikatlar kazılırken Hükümet 4 yıl uyudu.  Dün analar ağlamasın diyenler, bugün her gün ama her gün üç beş fidan gibi delikanlımızı al bayrağa sarılı olarak mezara uğurluyor. Annelerin gözyaşları bugün oluk, oluk akıyor. Feryatları ciğerimizi dağlıyor.

Son dört yılda bağıra bağıra gelen terör,  gelen şehit cenazeleri ve oluk gibi akan anaların gözyaşları ile Ortadoğu’da olup bitenleri gözden kaçırmayı arzu eden iktidar sırf gündem olsun diye anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi gibi konuları ele aldı.

Bir camia,  haklı çıkmasından dolayı üzülür mü? Maalesef, biz üzülüyoruz. Çünkü bu ülke ve millet bizim ama bu ülkede tam dört yıl gaflet derecesinde bir hal ile terör beslendi. Biz, bu süreç Türkiye’yi ya bölünmeye, ya da bir çatışmaya götürecektir, diye iktidarı uyardık.

Ak Parti iktidara geldiğinde 2-3 yaşında olan bebekler, çocuklar bugün nasıl oldu da eli silahlı terörist haline geldi. Bugün okullarda müfredat değişikliğine gideceklerini açıklıyorlar. Bir aşamadır. Tebrik ederiz. Ama çok geç kalındı.

Suriye’nin bütünlüğünü korumak gerektiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş biraz geç kaldı. “Günaydın. Bırakın Suriye’yi Türkiye’nin bütünlüğü tehdit altında”

Saadet Partisi ve Milli Görüş olarak prensipte Başkanlık Sistemine karşı çıkmıyoruz  “Biz diyoruz ki nasıl bir Başkanlık Sistemi istiyorsunuz, getirin tartışalım. Ama ortada somut bir öneri yok. Sadece Türk tipi Başkanlık Sistemi diyorlar. İslam öncesi Türk tipi mi, İslam sonrası Türk tipi mi? Diyecekler ki, “elbette İslam sonrası? “ Peki soruyoruz. Büyük Selçuklu Tipi mi, Anadolu Selçuklu tipi mi, Osmanlı tipi mi? Osmanlı olacaksa Padişahlık tipi mi? Cumhuriyet dönemi Başkanlık tipi  ise Atatürk Tipi mi,  İnönü tipi başkanlık tipi mi? Cevap yok. Yapılan Nasrettin Hoca’nın örneğinde olduğu gibi “Dostlar Alışverişte Görsün Tipi Başkanlık” sistemi.

2002’de Türkiye’yi komşularıyla sıfır sorun ve İslam âlemiyle dost bir Türkiye olarak bugünkü iktidar devraldı , “Libya dosttu. Ak Parti’nin desteğiyle linç edilerek devrildi. Libya kırka bölündü. Mısır, Irak, Suriye. Bizim zamanımızda bu ülkeler dost ve kardeş ülkelerdi.”

Tarihte yaşanan üç felaket var, birincisinin Haçlı saldırıları  ve İslam alemi bu faciadan, bir Kürt Delikanlısı olan Selahaddin Eyyubi’nin kahramanlığıyla kurtuldu. İkinci facia ise, 200 bin Müslümanın katledildiği Moğol İstilası ve bu faciayı ise Osman Gazi ve Osmanlı ile atlattı. Üçüncü facia ise Birinci Dünya Savaşı ile yaşadığımız ve halen kurtulamadığımız ortamdır , “Hem birinci facia, hem ikinci facia 88 yıl sürmüştü. Ama son facianın üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen, hala daha şoktan kurtulamadık. Çevrenize bakın, neden böyle?” diye sordu. Bu üçüncü facianın ise Milli Görüş erleriyle atlatılacaktır inşallah. Bugün dünyada herkese yetecek kadar yer ve nimet vardır. Ancak Adil bir düzen olmadığı için yersiz ve açtır mazlumlar.  7 milyar, 300 milyonluk insanlık birkaç devlet için çalışıyor.

“Çok Kazanandan Az, Az Kazanandan Çok Vergi” adlı bir vergi sistemi mevcut ülkemizde. 1 milyar insanın her gün yatağına aç girdiğini ve  1,5 milyar insanının sağlıklı su içemediğini belirterek, “Böyle bir dünyaya razı mısınız? O halde işin gereğini yapmamız lazım. Uyuyan Devi uyandıracak olan yiğitler sizlersiniz. İki milyarlık İslam âlemini birleştirecek olan kahramanlar sizlersiniz. Tüm insanlık için Yeni Bir Dünya, Adil Bir Düzen kuracak olan hamiyet sahibi erler sizlersiniz.

Erbakan Hoca’nın İslam Ortak Para biriminin kurulması gerektiğini söylediğinde “Avrupa’da Euro yoktu. Mark, Frank vardı. Ama bir araya geldiler ve Hoca’nın dediğini yaparak dolardan daha kıymetli Euro’yu oluşturdular. Peki, bizimkiler ne dedi? ‘Erbakan Hoca doğru söylüyor. Ama erken konuştu! Erbakan Hoca’yı bizimkiler anlamıyor. Düşmanları anlayıp dediklerini kendileri için yapıyor” dedi.

Haber: EKSPRES