Çaycuma Eğitim İş Temsilcisi Olcay Özyurt ilkokul 2. sınıf öğretim programına Arapça dersi konulmasıyla ilgili basın açıklamasında bulundu.
İlçe Eğitim İş Temsilcisi Özyurt; “Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nun 21 Ekim 2015’te sitesinde yayımladığı kararıyla 2016-2017 öğretim yılında ilkokul 2. sınıf öğretim programına Arapça dersi konuldu.
Kararda, “Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün 08/10/2015 tarihli ve 45123216-101- E.10058561 sayılı yazısı üzerine MEB Talim ve Terbiye Kurulu’nda görüşülen İlköğretim Arapça Dersi (2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflar) öğretim programının, 2016-2017 öğretim yılından itibaren 2. ve 5. sınıflardan başlamak üzere kademeli olarak uygulanacağı” belirtildi.
4+4+4 eğitim sisteminde ilk 4 sınıfı kapsayan temel eğitimde seçmeli ders uygulaması yokken Bakanlık, Talim ve Terbiye Kurulu’nun bu kararıyla Arapça dersinin bu sınıflarda seçmeli mi yoksa zorunlu ders olarak okutulacağını da açıkça belirtmeyerek niyetini gizlemiştir. Asıl niyet, Arapça dersinin gerek dayatma gerekse uygulamalarla ilk ve ortaöğretimde uygulanmasını yaygınlaştırmaktır. 1 Kasım 1928’de 1353 sayılı kanunla kabul edilen, bizzat Atatürk’ün kara tahtanın başına geçerek tanıtmaya çalıştığı, Anayasamızın 174. Maddesi ile koruma altına alınarak Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülemeyen Türk Harflerinin Kabulü ve Tatbiki Hakkındaki Kanun’la gerçekleştirdiğimiz harf inkılabı ile Türk halkı tarafından benimsenip öğrenilemeyen bin yıllık Arap alfabesine son verilmişti. Bu iktidar, Türk devrimlerinden biri olan batılılaşma hareketinin bir uzantısı olan latin alfabesine karşı her fırsatta Arapça’yı tekrar topluma dayatma çabası içerisindedir. İlkokul 2. sınıf öğrencilerine kadar Arapça dersi öğretilme çabası da bunun bir göstergesidir.
AKP iktidarı, “kindar ve dindar nesil yetiştirme” projesine hızlı bir şekilde devam etmektedir. Okullarda, yabancı dil derslerini okutacak branş öğretmenlerinin atamasını yapmayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Arapça öğretmeni bulmak amacıyla hangi kadrolara başvuracağı ortadadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görevli imamları öğretmen yapan anlayışın, Arapça öğretmeni ataması konusunda zorlanmayacağı anlaşılmaktadır.
Ortaöğretimden mezun olan bir öğrenci sadece okulda aldığı yabancı dil eğitimiyle kendisini ifade edecek yabancı dil bilgisine sahip olamamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı bu sorunun çözümü konusunda önlemler almak yerine Arapça dil öğretimini öncelikli hale getirerek bütün okullarımızı İmam Hatip okullarına çevirmeyi hedeflemektedir. Buradaki amaç, bu dilin öğrenilmesi değil, bilimsel ve çağdaş eğitimin kazanımlarının baltalanmasıdır. Arapça dersinin öğretim programının Din Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanması da dil öğretiminin değil din öğretiminin hedeflendiğinin göstergesidir.
Arapça dersi projesinin gerçekte ideolojik bir çerçevede şekillendirildiği ortadadır. AKP iktidarıyla birlikte Cumhuriyet’in kazanımlarına ve ulusal değerlerimize yönelik başlatılan karşı devrim sürecinin, eğitim üzerinden yürütülmesi son derece endişe vericidir. Ekonomik ve sosyal kalkınma bahanesi ile Arapça öğretimi yasallaştırılarak, eğitim sistemini dinselleştirme projesi hayata geçirilmektedir.
Gençlerimizin sorgulayan, tartışan, üreten, bilimsel yaklaşıma sahip bireyler olarak yetişmesinde ve sosyalleşmesinde büyük rol oynayan sanat eğitimi neredeyse yok sayılırken, görsel sanatlar, müzik, beden eğitimi ve bilişim teknolojileri derslerinin saatleri düşürülüp seçmeli hale getirilirken; Arapça dersinin ilkokula kadar inmesi, içinde iyi niyet barındırmamakta, Cumhuriyet’in kazanımlarına yönelik bir tehdit unsuru olarak belirmektedir. Tevhid-i Tedrisat Yasası’na açıkça aykırı ve harf devrimine saldırı niteliği taşıyan bu girişimle AKP, zaten fiilen uyguladığı medrese-mektep ikilemini tekrar yaratarak öğretim birliğini tamamen ortadan kaldıracaktır. Osmanlıca, Arapça derken, yakında tüm dersler Arapça okutulacaktır.
Eğitim-İş olarak, çocuklarımızın geleceğinin AKP’nin yarattığı enkazın altında yok olmasına izin vermeyeceğimizi ve konuyu yargıya taşıyacağımızı belirtiyor, siyasi iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı eğitim alanı ile inanç alanını birbirine karıştırmaktan, çocuklarımızı kendi ideolojik hedeflerine ulaşmak için kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz” dedi.
Haber Okunma Sayısı :
2312