Sevgili dostlar, son günlerde ardı ardına yaşananlar, ekonomik sıkıntılar, pandemi nedeniyle, oy kayıpları olduğu düşünülen Ak Parti’nin imdadına her zaman ki gibi ana muhalefet yetişti.

Ekonomiden, işsizlikten, çıkış yollarından bahsedeceğine biri “Türbanlı hâkim, savcı tarafsız olmaz” gibi bir yorum yapması, birisinin “Menderes erken seçim deseydi, darbe olmazdı” yine bir sunucu “Erdoğan gitmesi için büyük bir felaket lazım, darbe için teknik alt yap yok” demesi işte tüm bunlar merkez sağ, milliyetçi, demokrat, adalet partili kesimlerin uyanmasın, kendine gelmesine neden oluyor. 

Her zaman dediğim gibi Türkiye’  de muhalefet boşluğu var.  Sağ görüşlü seçmenleri tekrar Ak Partide bileştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ülkenin en önemli üniversitelerinden biri olan Boğaziçi rektör ataması sonucunda eylemler başladı.  Rektörü YÖK’ün belirlediği 3 aday Cumhurbaşkanına yollar, Reisi Cumhur bunlardan birini seçer ve atar, atanan rektörü beğenmeyip, eleştirip, protesto etmek isteyen illa olabilir, ama DHKP-C tarzları ile “Katil Polis” hitapları ile eyleme dökmeleri başka bir şeyler arandığının göstergesidir.

Türk toplumunun hassas noktaları vardır. Sağ diye tabir edilen kesimin oy oranı her zaman daha fazladır. Bu kesimin değerlerine, yaşam tarzlarına, uygun olmayan söylemler, onlardan oy bekleyenler için hüsranla sonuçlanacaktır.  Milliyetçi, muhafazakâr, demokrat köklerinden oy alıp iktidar olmak isteyen Menderes gibi halkın seçtiği liderini darbe ile devrilmesine ama şöyle yaptıydı, böyle yaptıydı diyerek kendilerini haklı göstermeye kalkmayacaksın “Türban konusunda, savcı hâkim olamaz tarafsız olmaz deyip (Partine türbanlı alıp, yönetimine alıyorsan) karşı çıkmayacaksın, DHKP-C müzikleri ile halay çekip il başkanlarını göreve getirmeyeceksin. 

Türkiye’nin gündeminde artık Türban, Darbe gibi artık gereksiz kavramlar olmaması gerekiyor.  Ekonomik büyüme, işsizliği azaltmak, üretimi artırmak, ihracatı artırıp ithalatı azaltmak gibi konulara günümüzü harcamalıyız.

Sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle.