Çaycumalılar Derneği (Çay- Der) Yönetim Kurulu TTK’nin özelleştirilmesi için yapılan torba yasa düzenlemesine karşı çıkan bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamayı yönetim kurulu adına Dernek Başkanı Ramazan Taşdemir yaparken kurumun satılmasına kesinlikle satılmasına karşı çıkacaklarını ifade etti.

Taşdemir; “Türkiye'de sadece Zonguldak 'ta olan taşkömürü ülke ekonomisi için vazgeçilmezdir. Vazgeçilmez olan bu cevherin yeryüzüne çıkarılması için hali hazırda olduğu gibi devlet eliyle yani TTK ile üretime devam edilmesidir. Taşkömürü havzasında 150 yıl daha üretilecek kömür vardır. Enerji üretimi için dünya ortalamalarına bakıldığında 50 yıl daha kömüre ihtiyaç vardır. Yine enerji üretiminde dünyada kömürün payı % 30 civarındadır. Geçmiş zamanlarda yapılan taşeron ve özelleştirme uygulamaları facia, gözyaşı hatta iş cinayetlerinden başka bir şey kazandırmamıştır. Bunların en büyük örneği 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma faciasıdır, Ermenek faciasıdır, Dursunbey faciasıdır, Karadon faciasıdır, M. Kemalpaşa faciasıdır... Bu faciaları hatta iş cinayetlerini tekrar yaşamamak için, kayıt-dışı ekonominin önüne geçmek için, emeğin alın terinin sömürülmemesi için, bölgemizde oluşacak daha fazla göçlerin önüne geçmek için özelleştirmenin ve taşeronlaşmanın bir an önce yok edilmesi gerekirken yetkililerin hâlâ bu gibi durumların önünü açmalarından bir an önce vazgeçmelidirler. Bizler bu havzada 170 yıldır kömür üretiyoruz. Bu zaman zarfında çocuklar ve bebeler babasız, genç gelinler kocasız ana ve babalar evlatsız kalmıştır. Yani bizler kurumu bu günlere taşımak için bedelini kanımızla canımızla ödedik. Kurumun bedelinin canımızla ödedik. Satılmasına birlik ve beraberlik içerisinde hepimiz karşı çıkacağız. Amacı sadece kar marjı olan kamu harici sektörlerin, yeraltı madenciliğinde yeterli yatırımları yapmadığı ve bundan dolayı da sonuçların ağır olduğu gözlenmektedir. TTK sadece kömür üreten bir kurumdan ziyade; bir maden mektebidir. Sektördeki tüm kuruluşların vazgeçemeyeceği bilgi ve birikim kaynağıdır. Ayrıca oluşan doğal afet ve özellikle göçüklerde AFAD, AKUT, UMKE vs. gibi kuruluşların cesaret edemediği olaylara TTK işçisi müdahil olmaktadır. Stratejik önemi olan ve Is güvenliği açısından riskli olan yeraltı madenciliği kesinlikle devlet eliyle yapılmalı ve devlet bu sektörde tüccar mantığından vazgeçmelidir. TTK’nın elindeki üretim sahaları ruhsatlarının bölünüp küçüldüğü zaman, yine Soma’lar, Ermenek’ler ve yaşanan diğer facialar kaçınılmaz olacaktır. Bizler ÇAY-DER olarak bölgenin en büyük sivil toplum kuruluşu olan ve bu konuya şiddetle karşı çıkan genel maden işçileri sendikasının koşulsuz destekçisiyiz. Ayrıca tüm STK’ları özelleştirmeyi hızlandıracak olan bu düzenlemeye karşı çıkmaya ve güç birliğine davet ediyoruz” dedi.

Haber: EKSPRES