Bursa’da Zonguldaklıların birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşmalarını sağlamak amacıyla 2012 yılında hemşerilerimiz “Bursa Zonguldaklılar Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni kurmuşlar. Dernek değişik süreçlerden geçerek başarılı bir şekilde bu günlere gelmiş. Hafta sonu bir akraba düğününe katılmak için Bursa’ya gittiğimde dernek yönetimi ve Zonguldaklı hemşerilerimiz ile görüşmeyi düşünmüştüm. Düşünceme kolayca ulaşmış oldum. Zira düğün Osmangazi İlçesinin Panayır mahallesinde yapıldı. Derneğin bürosu da Panayır mahallesindeymiş. Çevrede gezinirken Zonguldaklıların çokça gelip gittiği birkaç kahvehaneye denk geldim ve Pazar günü olması hasebiyle bir çok hemşehrimizle karşılaşma ve sohbet imkanı da buldum. Dernekle ilgili kısma gelince, dernek yönetiminde olan kişilerle görüşmeyi düşündüğümü söylediğimde “Bu gün onları burada bulamazsın dediler. Zira bir açılış var, yönetimin hepsi oradadır”. Dediler. Açılış yapılacak yeri de öğrendim. Osmangazi ilçesinin yine Panayır Mahallesinin farklı bir yerinde derneğin mülkiyetini satın aldığı bir işyerinin saat 14.00’de açılışının yapılacağını öğrendim ve bir hemşerimizle birlikte oraya gittim. Konum olarak önemli ve işlek bir yerde dernek öz kaynakları ile bir dükkân satın almışlar. Açılış için gerekli organizasyon yapılmış, davetliler de gelmeye başlamış. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşları ile bütün şehitlerimiz adına saygı duruşu ve ardından istiklal marşının okunmasıyla program başladı. Program sunucusunun açış konuşmasından anladığıma göre programa Bursa CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan vekili Abdulkadir Karlık, MHP Osmangazi İlçe Başkan Yrd. Ve yönetim Kurulu, Panayır mahalle muhtarı Dursun Kara BİLDEF (Bursa İl Dernekler Federasyonu) Genel başkan yardımcısı ve Yozgatlılar Dernek başkanı Ahmet Aslan, Bursa Kütahyalılar Dernek Başkanı Beyhan Gündüz ve yönetim Kurulu Üyeleri, Bursa Karabüklüler Dernek Başkanı Türkan Polat, Konya Yunak Dernek Başkanı Hakkı Arılı, Panayır Niksarlılar dernek başkanı Nazmi Gökmen, ÇAĞSİAD Bursa Şubesi Başkanı Osman Bozkurt, Panayır Cem evi Başkanı Yılmaz Kaya, Bursa Lokantacılar Dernek Başkanı Maşallah Kocaman, Osmangazi AK parti İlçe Başkan Yrd. Fuat Aygün, AK Parti Panayır mahallesi teşkilat Başkanı Server Özmen, farklı yaş gruplarından dernek üyesi bir çok erkek ve bayan katılmıştı. AK Parti Zonguldak milletvekilleri Özcan Ulupınar ve Faruk Çaturoğlu, AK Parti Bursa milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Emine Yavuz Gözgeç’in mesajları okundu. Programa farklı siyasi görüş ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılması, derneğin Bursa’da iletişim ve etki gücünü ortaya koyması açısından önemli bir gösterge. Davetlilerin konuşmaları değindikleri konular bazında dikkat çekiciydi. Önce Bursa CHP Milletvekili Orhan Sarıbal’a söz verildi. Anlamlı şeyler söyledi. Politikaya hiç değinmedi. Bu tür derneklerin ülkemizin değişik coğrafyalarından rızık peşinde Bursa’ya kopup gelen insanların kültür ve geleneklerini yaşatması açısından önemli ve gerekli olduğunu, farklı kültürlerin birbiriyle kaynaşmasına önemli katkı sağlayacağını belirttikten sonra, derneklerin uzun ömürlü ve etkili olabilmesi için asla politikaya bulaşmaması, herkesin insan hakları ve demokrasi kurallarına göre yaşaması gerektiği üzerinde durdu. BİLDEF (Bursa İl Dernekler Federasyonu) Genel başkan yardımcısı ve Yozgatlılar Dernek başkanı Ahmet Aslan’a söz verildi Günün anlamı ile ilgili O’da güzel şeyler söyledi. Konuşmasından anladığıma göre; Bursa’da kurulu bulunan hemşehri dernekleri arasında birlik ve beraberliğin sağlanması, dernekler arasında dayanışma ve işbirliği kurulması yönünde çalışmalar yapmak, amaçlara uygun faaliyetlerin birlikte yapılması ve sürdürülmesini sağlamak , Bursa ili yerelinde ve Türkiye genelinde etkinliklerde bulunmak amacıyla 2013 yılında Bursa İl Dernekler Federasyonu (BİLDEF) kurulmuştur. Halen BİLDEF’in 30 üyesi bulunmakta, Bursa Zonguldaklılar Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği de Federasyonun bir üyesidir.
Bursa Kütahyalılar Dernek Başkanı Beyhan Gündüz kürsüye davet edildi. Zonguldaklılar Dernek Başkanı Abdullah Kavşur Beyhan Gündüz’ü “Kardeş Dernek Başkanı” diye tanıttı. Övgü dolu sözler söyledi. Doğrusu ben de merak ettim. İnsan kolayca arkadaş olur, dost olur, ama birisine “Kardeş” unvanı vermek zor bir şey olsa gerek. Acaba Dernek Kardeşliği nereden geliyor diye tabi ki merak ettim. Bunu Sayın Beyhan Gündüz’ün konuşmasından anladık. Fazla düşünmeye gerek yok. Zonguldak Taş kömürünün başkenti, Kütahya ise Linyit kömürünün başkenti. Kömür madenciliği ortak yönümüz. Taşkömürünü 1829 yılında ilk defa bulan Ereğli’nin Kestaneci Köyünden Uzun Mehmet-Linyit kömürünü 1906,1907 yılında ilk defa bulan Tavşanlının Gürağaç Köyünden Akkaş Mehmet. Taş kömürü ve Linyit kömürünü bulan kişilerin isimleri bile aynı. Almanya’ya maden işçisi olarak ilk defa ve ileriki yıllarda gidenler arasında Zonguldaklı ve Kütahyalı işçilerin sayısı önemli bir yer tutar. Zonguldak insanının 1830’lardan itibaren, Kütahya insanının 1900’lü yıllardan itibaren köklü bir madencilik tecrübesi bulunduğunu peşinen kabul etmek lazım. Her iki ilin madencilik kaderi birbirine çok benziyor. Hatta kaderleri birbirine karışmış diyebiliriz. Maden işletmesi olan bir çok ilimizde Zonguldaklı emekçiler bulunduğu gibi yıllar öncesinden itibaren çalışmak için Kütahya’ya yerleşen nice Zonguldaklı emekçimiz vardır. Tabi kömür madeni olan daha başka illerimizle de ortak yönlerimiz bulunmakta. Biz Zonguldak-Kütahya değerlendirmesini her iki ilin Kültür ve Dayanışma Derneklerinin kendi aralarında kardeşlik ilan etmelerinden dolayı yaptık. Dernek başkanlarının bu konudaki samimiyetinden asla şüphem yok. Ben onların konuşmaları esnasında söyledikleri sözlerin taş kömürü gibi gönüllerinin derinliklerinden geldiğini gördüm. Her iki dernek ortak bir proje hazırlamışlar. Daha doğrusu yanlış anlamadıysam Kütahyalılar Derneği projeyi başlatmış, Zonguldaklılar Derneğini de bu projeye ortak ederek bir protokol imzalamışlar. Projenin ana fikrini, çalışma konusunu Sayın Dernek Başkanı Beyhan Gündüz’ün konuşmasından anladık. O diyor ki; “Takvime şöyle bir bakın. Türkiye’de neredeyse her konuda bir “gün” kutlanmakta. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü. Tabi bunların çoğu dünyada ortak kutlanan günler. Bunun yanında Ülkemize has günler de var.24 Kasım Öğretmenler Günü gibi. Hepimiz yakinen biliyoruz ki , 13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle meydana gelen patlama esnasında 787 madenci yer altında kaldı.301 madencinin ölümüyle sonuçlanan madencilik kazası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. Biz istiyoruz ki, bu kazanın meydana geldiği “13 Mayıs” Türkiye Madenciler Günü olarak kabul edilsin ve böyle kutlasın. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Ancak, siyaset mekanizmasından bu konuda destek istiyoruz.” Bu konu üzerinde titizlikle durmakta fayda var”. Sayın Beyhan’ın talebi aynı zamanda Bursa Zonguldaklılar ve Kütahyalılar Derneklerinin ortak talebi ciddi bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde en fazla istihdam yaratan çalışma alanlarının başında maden sektörleri gelmektedir. Devlet ve özel işletmelerde binlerce işçi çalışmaktadır. Maden işçiliği aynı zamanda en fazla iş kazalarının yaşandığı dolayısıyla sakatlanma ve ölüm risklerinin de en fazla olduğu sektörlerdir. Bu kazalar arkalarında nice yetim yavrular, nice dul eşler, nice gözü yaşlı ana-babalar bırakır. Her birinden yüzlerce sayfa destan yazılır. Maden kazalarını ve sayısal verileri şimdilik yazmaya gerek yok. İşçilerin işin tabiatından kaynaklanan çalışma hayatında çektikleri eziyet; her insan gibi doyasıya güneşi görememek, havayı nefesleyememek, bir lokma aşını tadına vararak yiyememek, bir yudum suyunu kana kana içememek, daha nice olumsuzluklar. Maden işçileri sadece bunlardan dolayı özel bir günü hak ediyorlar. Ölümler ve sakatlıklar zaten işin cabası. Belirli gün ve haftalara baktığımızda görüyoruz ki,”4 Aralık Dünya Madenciler Günü” olarak kabul edilmiş. Roma İmparatorluğu zamanında babasının gazabından kaçan Santa Barbara’nın, 4 Aralık günü bir mağaraya sığındığı ve mağarada çalışmakta olan madencileri koruduğuna inanılmış, bu nedenle madencilerin koruyucu azizesi olarak kabul edilmiştir. Santa Barbara’nın İzmit’te yaşamış olması ve efsanenin geçtiği mekânların Anadolu olmasından dolayı 4 Aralık, önce Anadolu’da daha sonrada Avrupa ve tüm dünyada “Dünya Madenciler Günü” olarak kutlanılmaktadır. Her halde, temelinde hüzün ve acıların hadsiz bir şekilde yer aldığı maden kazalarının tarihlerinden seçilecek bir tarih ve ya Sayın Başkanın önerdiği “13 Mayıs Türkiye Madenciler Günü “ olarak belirlenirse öyle ümit ediyorum ki Türk insanı bu günü daha farklı kutlayacaktır. Sayın Beyhan; Bu günün kabul edilmesi sürecinde özellikle siyaset mekanizmasından büyük destek istediklerini üzerine basa basa ifade ettiler. Bu talep aynı zamanda Bursa Zonguldaklılar Derneğinin de talebidir. O zaman Zonguldaklı bütün siyasetçilerimize, STK’lara önemli görev düşmektedir. Bu işin her görüşten siyasetçinin ortak desteğiyle olması önemlidir. Zira bir şekilde böyle bir gün kabul edilirse ülkemizde önce 4 Aralık’ta Dünya Madenciler günü, sonra 13 Mayıs’ta Türkiye Madenciler Günü kutlanacaktır. Herkes şu konuyu iyi bilir. Özellikle Devlet erkânımız da işi yakından takip ederler. Ülkemizde önce 5 Ekim’de Dünya Öğretmenler Günü kutlanır, yaklaşık 1,5 ay sonra 24 Kasım’da da Ülkemize özgü öğretmenler günü kutlanır. Olayın içerisine farklı siyasi düşünce ve farklı sendikal yaklaşımlar girdiği için biz adam gibi ne 5 Ekim Öğretmenler gününe de 24 Kasım Öğretmenler gününü kutlayabiliriz. Onun için 13 Mayıs Madenciler gününün bütün siyasi düşünce ile ilgili kurum ve sivil toplum kuruluşlarının ortak desteğiyle belirlenmesi bu açıdan büyük önem arz etmektedir.
***Gazetemiz “Sosyal Sorumluluk Felsefesi” gereği Bursa Zonguldaklılar Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile ilgili her türlü habere gazetemizde ve diğer yayın organlarında yer vermeye devam edecektir. Derneğin başarı çalışmalarının devamını dileriz.
Haber Okunma Sayısı :
3213